“Gülşen’in Sahipsizliği Beni Derinden Etkiledi”
Romanın yazım sürecinde kendisini en çok etkileyen duyguyu anlatan Esen, “Gülşen çok mazlum, çok görülmemiş bir çocuktu. Ona karşı hissettiğim annelik duygusu, hikâyenin çıkış noktası oldu. Sanki onu korumak benim görevimmiş gibi hissettim.” dedi.
“Yayınevleri İsmini Değiştirmemi İstedi ama Kabul Etmedim”
Romanın isminden dolayı ciddi tepkiler aldığını belirten Esen, “Hemen hemen tüm yayınevleri kitabı basmak istedi ama ‘Bir Kürt Sevdim’ ismini değiştirmemi talep ettiler. İlk kitabım olmasına rağmen bu kadar direnç beklemiyordum. Fakat ben isminden asla vazgeçmedim.” ifadelerini kullandı.
Esen, kitabın her yıl yeniden linç edildiğini belirterek, “Bu sadece bir aşk romanı değil; ötekileştirilen insanların, kimlikleriyle var olma mücadelesinin hikâyesi” dedi.
“Bu Roman Hem Aşk Hem Toplumsal Bir Yüzleşme”
Esen’e göre Bir Kürt Sevdim, yalnızca duygusal değil, psikolojik derinliği olan bir hikâye:
“Gülşen’in hikâyesi aslında bir çocuk gelişimi hikâyesidir. Bugün birçok yetişkinin davranışlarının altında ‘görülme’ ihtiyacı var. Gülşen’in Şahin’e tutunmasının nedeni de bu: sevilmek ve fark edilmek.”
“Ben Aslında Ebeveynlere Sesleniyorum”
Yazar, romanın gençler kadar ebeveynler için de güçlü bir mesaj içerdiğini vurguladı:
“Ebeveynler, çocuklarının hayatlarını kontrol ettiklerini sanıyor. Oysa biz sadece onlara rehberlik edebiliriz. Bana ‘kızımın ilişkisine karşı çıkıyordum, artık farklı bakıyorum’ diyen babalar yazıyor. Bu benim için en büyük mutluluk.”
“Yeni Kitapta Ağlatmak Değil, Umut Vermek İstiyorum”
Yeni kitabının müjdesini de veren Esen, “Yeni roman neredeyse hazır. Bu kez okurları ağlatmak istemiyorum, umut dolu bir hikâye geliyor. Yalnız Şahin’in fikirleri değişirse, olaylar nasıl gelişir bilemiyorum,” diyerek tebessüm etti.
Bir Kürt Sevdim: Sadece Bir Aşk Romanı Değil
Dilek Bilgiç Esen’in kaleminden çıkan Bir Kürt Sevdim, farklı kimlikler arasında örülmüş duvarları yıkan, toplumsal tabulara meydan okuyan bir hikâye olarak öne çıkıyor. Romanda aşk, aidiyet, inanç ve çocukluk yaraları bir araya gelerek, güçlü bir duygusal bütünlük oluşturuyor.
