Malatya Barosu'ndan Mücbir Sebep Çağrısı: "Uzatılması Zorunlu!"

Malatya Barosu, mücbir sebep durumlarının uzatılması gerektiğine dair bir çağrıda bulundu. Baro, bu tür durumların zorunlu olarak uzatılması

Hukuki Çerçeve ve Mücbir Sebep

Malatya Barosu, yaşam koşullarının normale dönmemesi, altyapı eksiklikleri ve ekonomik faaliyetlerin sınırlı kapasitede sürmesi gibi nedenlerle mücbir sebep uygulamasının devam etmesi gerektiğini belirtti. Baro Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, deprem bölgesinde ilan edilen mücbir sebep halinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine dayandığı hatırlatıldı. Bu hükümlerin, beyan, ödeme ve takip sürelerinin ertelenmesine, bazı yükümlülüklerin askıya alınmasına ve tecil-taksitlendirme imkanlarının genişletilmesine olanak tanıdığı ifade edildi. Özellikle 6183 sayılı Kanun'un ilgili maddelerinin, Maliye Bakanlığı'na, ödeme güçlüğü yaşayan amme borçlularının borçlarını faizsiz veya indirimli faizle tecil ve taksitlendirme yetkisi tanıdığı belirtildi.

Uzatma Nedenleri ve Sahadaki Gerçekler

Baro açıklamasında, mücbir sebep halinin uzatılmasının zorunlu olduğunu gösteren gerekçeler maddeler halinde sıralandı:

Deprem bölgesindeki yaşam koşullarının henüz normale dönmemiş olması,

Altyapı ve kalıcı yaşam alanlarının tamamlanamaması, çok sayıda yurttaşın hâlen konteyner ve diğer geçici barınma birimlerinde yaşaması,

Eğitim ve sağlık hizmetlerinin önemli bir bölümünün geçici yapılarda sürmesi,

Ekonomik faaliyetlerin hâlâ sınırlı kapasitede yürütülmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelirlerinin deprem öncesi düzeyin oldukça altında olması,

Vatandaşların ve işletmelerin ertelenmiş vergi, prim ve diğer kamu borçlarını cari yükümlülüklerle birlikte topluca karşılayamayacak durumda bulunması.

Sosyal Devlet İlkesi ve Hukuki Güvenlik Vurgusu

Baro, mücbir sebep uygulamasının sona erdirilmesindeki idari tercihin, "ölçülülük", "hakkaniyet", "sosyal devlet" ve "hukuki güvenlik" ilkeleri ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. İdarenin takdir yetkisinin, deprem bölgesinde fiili koşullar ve kırılgan gruplar lehine kullanılması, Anayasa'nın sosyal devlet ilkesinin, mali güce göre vergilendirme ve eşitlik ilkelerinin gereğidir. Mücbir sebep halinin vatandaşların hak kaybına ve kitlesel icra-haciz baskısına uğramaması, bölgenin ekonomik ve sosyal hayatının sürdürülebilir şekilde toparlanması, vergi, sosyal güvenlik ve diğer kamu alacakları bakımından hukuki güvenliğin ve öngörülebilirliğin sağlanması açısından hayati önem taşıdığı vurgulandı.

İLGİLİ HABERLER